Ege bölgesinden söz ederken akla önce efe ve zeybek gelir. Mert, cesur, atılgan, haksızlığa karşı duran kişiler olarak bilinirler. Bölgenin halk oyunları türüne de genel olarak Zeybek adı verilir.
Zeybek ezgileri, tartıma göre “ağır” (9/4’lük ve 9/2’lik) ve “yürük” (hızlı, kıvrak) zeybekler olarak iki gruba ayrılır. Zeybek ezgileri “kadın zeybeği”, “kent zeybeği” ve “kır zeybeği” olarak da sınıflandırılır. Ege’nin birçok yerinde oynanan zeybeğin en ağır ve gösterişli olanlarına Aydın, Muğla ve Manisa illeri ile birlikte İzmir’de rastlanır.
Oyun figürleri, oyuncunun duygu ve becerilerine göre değişir. Bu nedenle tek zeybeklerde aynı oyunu oynayanların yürüyüş, çöküş ve dönüşlerinde farklar görülür. Oyun içindeki sekmeler, diz vurmalar, yürüyüşler, zeybeğin kendine güvenini, dürüstlüğünü, mertliğini ve çevreye meydan okuyuşunu simgeler.
Zeybek oyunları açık alanlarda davul – zurna (ya da klarnet), kapalı ortamlarda ise bağlama ile oynanır. Oyunlara genellikle çift zurna eşlik eder ve biri ezgiyi çalarken diğeri karar sesinde dem tutar. Oyunun başında, çalınacak ezginin makamında serbest olarak çalınan giriş bölümü bulunur. “Gezinleme” denilen bu bölümde oyuncular, alanda ağır ağır dolanırlar. Ezgiye girildiği zaman nara atarak oyuna başlarlar. Kadın zeybeklerinde ise gezinleme bölümü olmaz ve erkeklere göre daha yürüktür.
Zeybek oyunlarında kollar sağ ayak ileri atılırken yukarıya kaldırılır. Kollar aksağı oluşturan üçlü vuruşta sallanır, sonra yukarı kaldırılır ve başın yukarısında tutulur. Oyunun bitiminde sol kol indirilir. Vücut hep dik, bakışlar serttir.
Zeybek giysileri, oyunun oynandığı yöreye göre kullanılan renkler, işlemeler, süslemeler, takılar ve diğer aksesuarlar açısından da farklılıklar gösterir.